2022 yılı, kripto para şirketleri ve yatırımcıları için zorlu geçti. Her iki taraf da yılı, ciddi zararlara kapattı. Tüm bu yaşananların gölgesinde de olsa 2023, ekosistem için umut dolu başladı. Tam işler rayına oturacak gibi olmuşken, bu kez oklar geleneksel finansa döndü. Amerika Birleşik Devletleri’nde iki banka (Silicon Valley Bank ve Signature Bank), iflas bayrağını çekti. Şimdilerde gözler, geleneksel finansta daha neler yaşanacağına çevrildi. Biz ana konumuza dönecek olursak, başta da söylediğimiz gibi blokzincir sektörü, özellikle 2022’de birçok krizle karşılaştı. Biz de bu krizleri ve önümüzdeki döneme dair beklentileri KPMG Ülke Başkanı Murat Alsan’a sorduk.
Sektörün geleceği
2022 yılında yaşananlar, özellikle yatırımcılar tarafında bir güven kaybı yaşanmasına neden oldu. KPMG Ülke Başkanı Murat Alsan, kripto para borsalarının büyük bir kısmının merkezi finans yaklaşımıyla faaliyet gösterdiğine dikkat çekiyor. Bu da şirketlerin adil piyasa fiyatlandırmalarına, mevzuat uyumluluklarına ve tüketicileri korumaya dikkat etmeleri gerektiği anlamı taşıyor.
ABD Başkanı Joe Biden, Ocak 2023’te, kripto para birimleriyle ilgili yol haritasını açıklamıştı. Yol haritası, iki önemli noktada yoğunlaşıyordu. Alsan’a göre bunlar, Kripto paraların finansal istikrarı bozmamasını sağlamak ve kripto para yatırımcılarını korumak ve kötü senaryolardan sorumlu tutmak.
Müşteri varlıklarının saklanması ve ayrılması, piyasa manipülasyonunun önlenmesi ve token durum tespiti gibi temel yasal gerekliliklere uyum konusunda danışmanlık hizmeti veren KPMG, önümüzdeki dönemde daha geniş bir alanda düzenleyici kurumun, finansal kurumların dijital varlıkların risklere maruz kalmasını ele alacağını ve sınırlamak için tasarlananlar da dahil olmak üzere bu çalışmaları sürdüreceğini öngörüyor.
KPMG, kurumsal yönetim açısından dolandırıcılığı azaltma ve müşteri fonlarının kötüye kullanımını önlemeye yönelik kontroller de dâhil olmak üzere potansiyel çıkar çatışmalarına yönelik iş faaliyetlerini gözden geçiriyor. Ayrıca operasyon, finans, risk yönetimi, hukuk gibi alanlarda uygulanacak politika ve prosedürleri tasarlıyor; beklenmedik durum, kurtarma ve çözüm planları hazırlıyor. Tüm bunların yanı sıra siber güvenlik alanında da yaygın güvenlik tehditlerine karşı güvenlik açığı değerlendirmesi, sızma testi ve kaynak kodu incelemesini kapsayan teknik güvenlik değerlendirmelerini yapıyor. Şirket, bunlarla birlikte şirketleri ve yatırımcıları risklere karşı koruma altına almayı hedefliyor.
Blokzinciri neler bekliyor?
Blokzincir teknolojisini kullanan şirketler her ne kadar çok olsa da henüz bu teknolojinin ana akıma girmesine daha var gibi. Ana akıma ulaşma yoluna blokzinciri neler beklediğini de yine KPMG Ülke Başkanı Murat Alsan’a sorduk.
Alsan, “Blokzincir teknolojisinin ana akıma girmesi ile ilgili en kritik unsur, doğası gereği çok taraflı bir işleyişe ihtiyaç duyuyor olması” diyor. Elbette bu sistemler arası mekanizmaların kurgulanması, ayağa kaldırılması ve sağlıklı biçimde işletilmesi, paydaşlar arası bir çaba, iş birliği ve ekosistem bakış açısı gerektiriyor. Bu karmaşık ihtiyaçlar bütününe ise tek başına teknolojinin bir çözüm sunması beklenemez. Beraberinde devreye alınması gereken araçlar için regülasyonlar, standartlar ve konsensüs sağlanacak platformlar oluşturmalıyız.
Blokzincir ve fırsat kelimelerini birlikte anınca açıkçası bekleyen fırsatlardan ziyade, onu ana akıma ulaştırma yolculuğunu kendi başına bir fırsat olarak değerlendirmemiz gerektiğini söyleyen Alsan, “Blokzincir bize istediğimiz ve aradığımız iş yapış biçimlerini oluşturmak, daha şeffaf, daha güvenli, daha sürdürülebilir bir ekonomi için bütüncül bir bakış açısı geliştirmek üzere zorlayıcı fakat geliştirici bir yolculuk sunuyor” dedi.
Blokzincir pratik imkanlar tanıyor
Blokzincir de aslında bir tür dağıtık defter teknolojisi. Bu alanda kastedilen tedarik zinciri yönetimi için kullanılan blokzincir türü diyebiliriz. Alsan, bu anlamıyla kullandığımız zaman blokzincirin tedarik zincirinde izlenebilirlik, şeffaflık ve güvenlik sağlamak üzere daha pratik imkanlar tanıyor olduğunu söylüyor. Bu imkanlar verinin sonradan değiştirilememesi, daha analiz edilebilirliği yüksek veri oluşması ve tüm tedarik zinciri boyunca daha güvenilir bir altyapı sunması için önemli. Öte yandan şifrelemenin de tam olarak hangi kısımda gerekli bir unsur oluşturduğu merak konusu. Alsan’a göre, şifreleme gerek erişim denetimi, gerekse verinin değiştirilemezliği bakımından kritik bir önem taşıyor.