Kripto para sektöründeki krizler her ne kadar bir nebze olsun hafiflese de etkileri ne yazık ki hâlen devam ediyor. Binance’in yıkılmaya hazır domino taşlarına ilk darbeyi vurması ile yıkılan ilk taş, FTX oldu. Ancak arkasında yer alan şirketlerin birbiri ile tehlikeli bir şekilde yakın olması, iflaslar dominosunun hızlı bir şekilde devam etmesine neden oldu.
Bu noktada Alameda, BlockFi ve diğer birçok şirketin FTX radyasyonundan etkilenerek iflas ettiği düşünüldüğünde, durumun ciddiyeti çok daha net anlaşılabiliyor.
Yakın zamanda ilk iflas sinyallerini veren Genesis de bu şirketlerden biri. Şirketin bir süredir yaşadığı likidite sorunları, ilk olarak işten çıkarmalar, devamında ise bir takım satışlar ile süspanse edilmeye çalışıldı. Ancak yer altına oluşan çukur ne yazık ki bu çabalar ile dolmadı ve Genesis de şirketler mezarında kendisine yer buldu.
Bu noktada yaşanan krizin sonunda New York’un Güney Bölgesi’nde Bölüm 11‘de iflas koruma başvurusunda bulunan Genesis, artık oldukça büyük bir borç havuzuna da sahip.
FTX’ten Genesis’e: Şirket neden battı?
Küresel olarak birçok ülkede aktif olarak faaliyet gösteren FTX, yaşanan kriz öncesi en büyük ikinci kripto para borsası olarak biliniyordu. Borsanın devasa yatırımları, sponsorlukları ve satın alım bütçesi ne yazık ki yatırımcılarının varlıklarını izinsiz kullanmasından geliyordu.
Doğal olarak kullanıcılar panik ile varlıklarını borsadan çekmek istediklerinde yeterli rezerv yoktu ve bu da iflaslar silsilesinin ilk adımı oldu.
Genesis ise FTX’in iflasından yaklaşık 3 ay sonra domino etkisinden etkilenerek iflas koruma başvurusunda bulundu.
2013 yılında OTC Bitcoin ticaret sistemi ile piyasaya sürülen şirket, kendi verdiği verilere göre sadece 2021’de 116.5 milyar dolar spor işlem hacmi, 130.6 milyar dolar kredi kaynağı ve 53.8 milyar dolarlık türev işlemi gerçekleştirdi.
Bünyesinde LUNO, Grayscale ve Digital Currency Group ile çalışan şirketin iflası, birçok kanaldan büyük ses getirdi.
Genesis’in bir süredir likidite krizi yaşaması, ilk etapta çalışanlarının yüzde 30’una, devamında ise para çekim işlemlerinin askıya alınmasına mâl oldu.
İşler bu noktadan sonra çok daha büyük bir kriz hâline gelirken, açıklama kısmında oldukça cimri hareket eden şirket, kullanıcılara yaşanan kriz hakkında yüzeysel bilgiler vermesi nedeniyle sık sık eleştirildi.
Bu haberlerden kısa bir süre sonra ise Genesis’in alacaklılarına yaklaşık olarak 3 milyar dolardan fazla borcu olduğu iddia edildi.
Tüm bunların üzerine bir de SEC’ten darbe geldi. Bu tarz konularda ilk davacılardan biri olan SEC, alışıldığı gibi yine ana odak konusundan gitti: Menkul kıymet.
Bunun sebebi ise Genesis ve Gemini borsasının Earn programını birlikte yürütüyor oluşuydu. Ancak SEC, 12 Ocak’ta iki şirkete karşı birtakım suçlamalarda bulundu. Yapılan açıklamalarda Gemini borsasının Earn programı aracılığıyla menkul kıymet satışı gerçekleştirildiği bildirildi. Dava süreci hâlen devam ederken, Genesis’in iflas koruma başvurusunda bulunması, davanın ne yönde hareket edeceğine dair soru işaretleri doğururken, SEC tarafından henüz bir açıklama gelmedi.