Klasik merkezi finansçılar, sınırsız paracılar ve onlardan beslenen merkez medya sürekli Bitcoin’i çok enerji harcamakla ve boşa enerji tüketmekle suçluyor.
Aslında bu suçlamanın gerçek sebebi enerji ya da çevre endişeleri değil. Bunu nereden anlıyoruz? Bu suçlamanın Ethereum’a hiç yöneltilmemiş olmasından. Oysa Merge öncesinde Ethereum da enerji tüketen iş kanıtı (PoW) sistemini kullanıyordu ve her yıl yaklaşık 20 milyon nüfuslu Şili kadar enerji harcıyordu.
Merkezi yapılar Ethereum’a enerji konusunda hiç saldırmadı, çünkü Bitcoin’in aksine Ethereum, sınırlı para olma özelliğini çok net ifade etmiyor ve bu konuyu çok ön plana çıkarmıyordu.
Ethereum Merge ile hisse ispatı (PoS) sistemine geçti ve enerji tüketimini yüzde 90’ın üzerinde azalttı. Ancak merkezi güçler Ethereum’u tebrik edeceğine saldırı başlattı. ABD’de SEC Başkanı Gensler, Merge’den hemen sonra “Ethereum menkul kıymet olabilir” mealinde konuştu. Yani Ethereum’un tepesine binebileceklerini ima etti. Çünkü Ethereum, Merge ile birlikte yıllık coin üretimini yüzde 90 düşürdü ve Ether çevrelerinde bir “Ultra Soundmoney” yani “ultra sağlam sınırlı para” hareketi başladı. Bir süre Ethereum arzı artmak şöyle dursun, azaldı.
Bütün bu gelişmeler bize şunu tekrar hatırlatıyor: Merkezi finans ve merkez medyanın derdi çevrenin korunması falan değildir. Onlar, kripto varlıkların dünyaya sınırlı para ideolojisini getirmesinden rahatsız.
Gelin merkeziyetçi finansın asıl amacının sera gazı salınımını durdurmak olmadığını çok çarpıcı bir örnekle görelim. Böylece karşınıza bu tip zırvalarla çıkan kişilerin ağzının payını siz de çok güzel şekilde verebilirsiniz.
Bugün dünyada sera gazı emisyonu oluşturan fosil yakıtlardan elde edilip kullanılan enerji miktarı 120 bin Twh’dir. Bütün bu enerjiyi fosil yakıtlardan değil, emisyonu sıfır olan nükleer santrallerden elde etmek istesek kaç santral inşa etmemiz gerekirdi? Ve tabi bu santrallerin maliyeti ne kadar olurdu?
Türkiye’de inşa edilen Akkuyu Nükleer Santrali’ni baz alalım. Akkuyu yılda 35 Twh elektrik üretecek ve yaklaşık 20 milyar dolara mal olacak. Buna göre, 3429 nükleer santral inşa edilirse dünyanın fosil yakıtları ihtiyacı tamamen ortadan kalkar. Böylece sera gazı salınımlarının en büyük kaynağı da yok edilmiş olur. Dünyada şu an 450 civarında nükleer santral çalışıyor.
Gelelim maliyete. 3429 yeni santral inşa etmek için yapılması gereken yatırım miktarı tam 68,6 trilyon dolar! Çok büyük para değil mi? ABD’nin yıllık üretiminin 3 katından fazla. Ama işin ilginç yanı, sınırsız paracılar için bu hiç de fazla bir miktar değil. Çünkü en büyük 4 merkez bankasının (Amerika, Avrupa, Japonya ve Çin) 2008 krizinde batan merkezi finans kuruluşlarını kurtarmak için son 14 yılda bastıkları para bir ara 32 trilyon dolara ulaşmıştı. Yani ne var ki, ha 32 trilyon ha 68 trilyon dolar. Sonuçta bu arkadaşlar için para basmanın herhangi bir maliyeti var mı? Yok.
Aynı işi güneş santralleri ile yapmaya da çalışabiliriz. Konya Karapınar Güneş Santrali yıllık 2,6 Twh elektrik üretecek ve 1 milyar dolar maliyetle inşa edilecek. Fosil yakıtların yakılması ile elde edilen 120 bin Twh’yi karşılamak için 46.154 adet güneş santrali inşa etmek gerekir. Bunun için yapılacak yatırım da 46,15 trilyon dolar olur. Diyelim ki her yerde aynı verimde santral yapamadık. Maliyet 90 trilyon dolar olsun. Ne fark eder. Nasıl olsa merkez bankaları işlerine gelince trilyon dolarları sıfır maliyetle basıyor.
Şimdi bunu söylediğinizde merkez bankalarının bu kadar çok para basabilmek için karşılığında bono satın alması gerektiğini vs söyleyenler olur. Onun da kolayı var: Bu santralleri inşa edecek inşaat şirketleri 50 ya da 100 yıl vadeli bonolar çıkarır. Merkez bankaları da bu kağıtları satın alır karşılığında nakit verir. Şirketler inşaatları tamamlar. Vade çok uzun olduğu için santralleri işleterek gerekli ödemeleri yapar ve çok ciddi kâra geçerler. Madem para basmak bu kadar kolay o zaman buyrun dünyanın fosil yakıt sorununu anında kökünden çözün.
Ne diyecekler? Tabii ki: “Olmaz!” Sınırsız para basma isimli ‘sihirli değnek’ sadece onu elinde tutanları kurtarmak için kullanılıyor. Sonra da bize, yok “Bitcoin çok fazla enerji harcıyor” yok “dünyayı kirletiyor” vs diye masallar anlatıyorlar…